Günlük yaşam koşuşturmacası içindeyken
ileriye dönük birçok plan program yaparız. Öteleriz de öteleriz. Sonra hiç
ummadığımız bir anda tüm hayatımızın gidişatını etkileyecek bir an yaşarız. Bu
an tüm hayatımızı sorgulamak durumunda
bırakır bizi. İyisiyle kötüsüyle neler yaşadığımızı, doğrusu ile yanlışı ile tüm
hayatımızı irdelettirir bize. Ne kadar
süreceğinin garantisi olmayan ömrümüzün,
ilerleyen yılları için yaptığımız
planları düşünür; ötelediklerimiz için pişman oluruz. Neye
güvenerek seneler sonrasına plan
yaptığımıza hayret ederiz.
Kanser olduğunuzu öğrendiğinizde herşey sanki renk ve şekil değiştirir. Kanser
eşittir ölüm olarak yapılan gizli kodlamadan dolayı mı yoksa kansere yenilenleri
sık sık duyduğumuz halde yenenlerin başarı hikayelerini duymadığımızdan dolayı mı bilmem ama bildiğim
hatta emin olduğum bir konu var ki kanseri yenen birçok kişinin de en az yenilenler kadar konuşulması gerektiği.
Sanatçıların meme kanseri olduğu halde
diziye devam etmesi ve ünlü oldukları için meme kanserinin basında daha fazla
yer alması; halkın bilinçlenmesinde ve bu durumu daha soğukkanlı karşılamasında
önemli bir etken bence. Kemonun yan etkisi olarak saç dökülmesi yaşamış olan
kadınların özgüvenle toplum içinde
dolaşması, peruk, eşarp veya bereye ihtiyaç
duymaması da süreci doğal kılmakta bence. Toplum içinde saçı kazınmış olarak
gezen kadın, diğer hemcinslerine konuyu hatırlatmaktadır. Aynı süreci yaşayan
kadın için ise saçsız yaşayacağı birkaç aylık süreci daha doğal ve güçlü
karşılaması için örnektir. Başka bir açıdan da kansere karşı
önlem alınması gereğini ve rutin kontrollere önem verilmesini hatırlatır. Kadınların büyük bir korku veya travma ile
yaşayabileceği saç dökülme sürecinin yumuşatılması,
daha doğal kılınması önemli. Kadını kadın yapan, kadını güzel kılan unsurun
sadece saç olmadığının bir şekilde ifade edilmesi kayda değerdir.
Önemli olan bir hayatı yaşarken olumsuz süreçleri ne kadar avantaja çevirebiliyoruz.
Kemoterapide saçlar dökülüyor ama diğer tüm tüyleriniz de dökülüyor. Bu da tüm
bu süreçte ağda yaptırmanız gerekmediği gerçeğidir. Aybaşı da olmuyorsunuz. Senelerce ağda
yaptırmak durumunda kalıyoruz.
Belli bir yaştan itibaren her ay
muayyen günler yaşıyoruz. Kemoterapim
bahar ve yaz aylarına denk geldiği için kendime çeşit çeşit elbise diktirdim.
Yüzümü yıkarken; saçlarımı kazıttığım için kafamı da sabunladım. Her gün elbise giydim. Açık renk kıyafet
giyerken tarih hesaplamadım. Bu durum
başlangıçta kemoterapi sürecine direnç gösterdiğim gerçeğini yalanlamıyor ama
hayatımın ipini travmalarıma kaptırmadığımı gösteriyor. Kemoterapi sürecinde güneşte kalmak yasaktı
ama benim denize girmemi engellemedi.
Sabahın erken saatinde ve akşam güneş batışına doğru yani güneşin en
zayıf olduğu saatlerde beni güneş
ışığından koruyan kocaman kıvrımlı şapkam ile denize girip; çıktım. Günlük yaşamıma devam ediyor olmamın verdiği zevk, denize girmenin verdiği
rahatlık ve çevremdeki insanların bana bu imkanı yaşatmak için çaba sarfetmesi
benim hayata tutunan ellerimi sadece güçlü kıldı. Her kemo seansında yaklaşık
bir hafta evden çıkamadım ama bu benim kendime dönmem, nefes almam ve hayatım hakkında ciddi kararlar almam için
yaşadığım kazanılmış bir zaman oldu. Kanser olduğumda fark ettim ki birbuçuk
senedir izin kullanmamışım. Hem de müthiş bir yoğunlukta çalıştığım halde.
Dört ayda bir devam eden kontrol sürecimle
beraber sağlıklı yaşam düzenimi kalıcı
yapmak için de hayatımı organize ediyorum. Artık üzücü, sıkıcı, stresli ve yorucu yaşam
tarzından mümkün olduğunca uzak duruyorum. Yaşam coşkusu veren, hayata motive
eden kişilerle daha çok vakit geçirip; aynı etkiyi yaratan aktivitelerde yer
almaya devam ediyorum. Yaşamı daha çok seviyorum. Hayır kelimesini daha rahat
kullanıyorum ve sağlığıma zararı dokunacak hiçbir konuda insanlara taviz
vermiyorum.
Siz yeter ki sağlıkla ve coşkuyla yaşamaya
karar verin. Kendinizi sayın, sevin.
Sorun kendinize ‘ bunun için ne yapabilirim ? ‘ diye. ‘Nasıl yapacağım ki’ demeyin. ‘Benim şartlarım
şu, bu…’ demeyin. ’ Nasıl yaparım ‘ diye
sorun. Emin olun her sorunun bir cevabı yok. Birkaç cevabı var. Biz
düşüncelerimiz ile sınırlamaz isek cevaplar ve çözümler bir bir geliyor.
Sevgiyle kalın…
Bizleri yüreklendiriyorsunuz yazılarınızla, CA'ya yakalanmadan hayatın tadını doya doya yaşayarak,ertelemeden, küçük şeyleri dert etmemeyi dirdır etmemeyi ve en önemlisi sahip olduklarınıza Şükretmeyi öğrettiniz. Güçlü ve yürekli bir insansınız.
YanıtlaSil