28 Şubat 2013 Perşembe


MUCİZE…

Doğayı, evreni, canlıların metabolizmalarını anlatan belgeselleri, videoları izlemeniz mucizeye inanmanızı daha kolay kılacaktır.... Şifa yolculuğunda kendi mucizenizi yaratmanızda desteği olacaktır.... Sevgilerimle....

27 Şubat 2013 Çarşamba

Akupresür (Parmakla Akupunktur)



Akupresür (Parmakla Akupunktur) ile Kendi Kendinize Yardım Edin

Akupresür, akupunkturun iğnesiz şekilde sadece parmaklarınız ile kendinize uygulayabileceğiniz bir metodudur. Vücudumuz üzerindeki değişik basınç noktalarının farklı organlar ile iletişimi bulunmakta olup bu noktalara uygulanacak yumuşak bir basınç kanserin bazı semptomlarını hafifletebilmenizi sağlar.

* 1- Hançersi (Xiphoid) Proses
Kaburgaların göğüs kemiği ile birleştiği noktaya uygulanır. Parmaklar ile yapılan dairesel hareketlerin birçok kanser hastası üzerinde rahatlatıcı etkiye sahip olduğu belirlenmiştir.

* 2- Abdominal Masaj
Tüm karın bölgenize sağdan sola doğru losyon (örneğin; badem yağı veya kayısı çekirdeği yağı) uygulayınız. Aynı zamanda göbek deliğiniz etrafında da dairesel hareketler ile parmağınızı gezdiriniz. Bu masaj tüm vücudunuzu yatıştıracaktır.

* 3- Basınç Noktası: Perikardiyum 6
Bu noktağı el bileğinin bağ dokuları arasındadır. Avuçiçi bitiminizden üç parmak boyu kadar mesafeyi ölçerek bu noktaya dakikalar boyunca orta şiddette basınç uygulayınız yada daha şiddetli olarak dairesel darbeler uygulayınız. Bu işlem ağrı, bulantı, endişe, uykusuzluk ve nefes darlığı gibi problemlerinize yardımcı olacaktır.

* 4- Basınç Noktası: Kalın Bağırsak 4
Başparmağınız ve işaret parmağınız arasındaki kasa uygulanacak masaj bağırsak aktivitenizi uyaracaktır. Tedaviye bağlı kabızlık problemlerini azaltmak için tavsiye edilmektedir.

* 5- Basınç Noktası: Böbrek 1
Lokasyonu ayağımızın orta kısmındadır. Bu noktaya masaj uygulamak için ayak tabanı yerde bulunan bir tenis topu üzerinde yuvarlanır. Halsiz hissettiğnizde enerjinizi arttırıcı ve kaygılarınızı azaltıcı etkisi bulunmaktadır.

Kaynak: Self-Help With Acupressure, Cancer Council Practical Support Information, Sept.2011


26 Şubat 2013 Salı

Birkaç dakikada birkaç yıllık dostluk...

Tedavi olduğum süreçte Onkoloji' de sıra beklerken yaşlı bir çift ile tanıştım. F. teyze ile tanışmanız lazım. Eşine destek veren, moralini yüksek tutmak için çaba harcayan bir hanım. Eşinin rahatsızlığı metastas yaptığı için tekrar tedavi sürecine başlamışlardı. Yanıma gelip; oturduklarında birden konuşmaya başladık. Hani çok eski dost gibi hissedersiniz ya bazı insanları.... Eşi tembih ediyormuş. ' sor bakalım doktora, ne kadar daha yaşayacağım' diye. F. teyze de bu duruma çok içlenmişti, üzülmüştü.... eşini bu fikirden vazgeçiremediği için de çaresiz hissediyordu kendini... Bana döndü ve dedi ki ' senin moralin çok iyi görünüyor. Hayatla barışık bir halin var. Eşim ise bana ne zaman öleceğini soruyor.' (Zaten az konuşurum !) Bu konuşma iyice yüreklendirdi beni ve eşine dönüp; samimi ve serzenişte bulunan bir ses tonu ile ' Ne o? Gitmeyi mi düşünüyorsunuz.? Daha çok işimiz var bizim. Çocuklarınız yok mu sizin? Torunlarımızı göreceğiz daha. Torunların mürvetini göreceğiz. Kolay mı bırakıp; gitmek.. Bak nur yüzlü, yeşil gözlü, kaymak gibi eşini bırakıp da gidecek misin?. Eşini kimlere bırakacaksın.'   Esasında o anda aklıma gelen gerçek fikirlerim ile Türk erkeğinin damarına basacak cümleleri bir araya getirerek yaşlı amcayı hareketlendirmekti amacım.

Amca bir anda hareketlendi ve ' Görmek istemez miyim. Çok yoruldum. Eşim den Allah razı olsun. Evimiz çok uzak. O' da çok yoruldu.....' (başladı anlatmaya )   'Bir kızım bir oğlum var. Kızım nişanlıydı. Düğüne birkaç gün kala aniden hastalandı. Hastaneye kaldırdık. Ameliyata alındı. Nişanlısı daha hastanedeyken terk etti. Kızım yıkıldı. Zaten finans açısından zorlanıyordum. İflas ettim. Çocuklarım borçlarımı üstlendi. Ben herkese yük oluyorum.... ' diye anlatmaya başladı .... az sonra ölecekmiş gibi duran yaşlı amcada, hayat belirtileri oluşmuştu.

Sohbetin sonunda telefon numaramı istediler. Yaşlı amca ölmekten vazgeçtiği için eşi çok etkilenmişti ve benimle irtibatı koparmak istemiyordu. Ara sıra birbirimizi arıyoruz. .

Dün aradım yaşlı çifti ve mutlu haberi aldım. Tedavi bitmiş. Değerleri çok iyi çıkmış. Yaşlı amca iyileşmiş. Artık sadece ayda bir kontrol için gideceklermiş hastaneye...

Yaptığım çalışmalardan bahsettiğimde,  F. Teyze benden rica etti ve ‘ Hasta yakınları için de bir şeyler yap. Bu süreç bizim için de çok zor. ‘ dedi.

Unutmayın.... Kanser bir travmadır ve bu travma hasta kadar hasta yakınlarını da etkilemektedir. Bana bu süreçte dostlarımın uyguladığı reçeteden bahsetmek istiyorum size...


Sevgiyle kuşatın ve etrafında kocaman bir sevgi yumağı oluşturun, yalnız olmadıklarını her hareketiniz ile hissettirin, hasta muamelesi yapmayın ama gerçekçi olun, hastalığına uygun araştırmalar yaparak; süreci paylaştığınızı hissettirin, morali yüksek tutacak ama yormayacak yaşam tarzını destekleyin, çağırmasını beklemeden her zaman yanında olduğunuzu hissettirin, sonuçlara yürekten sevinin ve başarıyı paylaşın, abartmadan ama tüm sevgi ve inancınızla yanında olun....

Sevgiyle ve sağlıkla kalın....

21 Şubat 2013 Perşembe

Evinizde Masaj



Sizi sevenler için sevgilerini gösterme yollarından biri; Masaj

Masaj Nedir?
Masaj bir tamamlayıcı tedavi türüdür. Tamamlayıcı tedavilerin amacı sadece hastalığın semptomlarına değil tüm vücuda yöneliktir.
Kanser süresince uygulanacak masaj terapisinin amacı kansere bağlı yan etkileri azaltarak hayat kalitesini yükseltmektir.

Kanserde Masaj Terapisinin Yararları Nelerdir?
Cerrahi müdahale ve kemoterapi gören hastalar üzerinde yapılan bilimsel araştırma sonuçlarına göre masajın;
* Ağrılar,
* Halsizlik, Yorgunluk,
* Bulantı,
* Endişe, Kaygı ve Depresyon
* Uyku Kalitesi,
* Nöropati,
* Zihinsel Berraklık,
* Lenfödem üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır.

Masaj Kanser Hastaları İçin Güvenlimidir?
Hafif şiddette ve rahatlatıcı masaj kanserin tüm safhalarında uygulanabilir. Tedavi gören bölgeler ve altındaki organlara uygulanacak basınç rahatsızlık vermemesi açısından fazla olmamalıdır. Bazı hastalar masaj terapisinin kanserli hücreleri lenf kanalları aracılığı ile yayabileceği endişesi taşıyabilirler fakat bu yanlış bir bilgidir çünkü lenf sisteminde masaj veya başka herhangi bir hareket nedeni ile olabilecek bir sirkülasyon kanser yayılımına yol açmaz.


Evde Kendimize Uygulayabileceğimiz Masaj Şekilleri Nelerdir?
Evinizde aileniz ve arkadaşlarınız sizin için yararlı olabilecek birşey yapmak isteyebilirler. Bunun bir yolu da basit ve yumuşak bir masaj olabilir. Bu hem sizin için bir rahatlık hemde sizi sevenlere için bir sevgilerini gösterme ve kabullenme yoludur. Aşağıdaki bazı basit teknikler sizlere yardımcı olacaktır;

* El Masajı
Badem yağı veya kayısı çekirdeği yağı gibi bir losyonu ele uygulayınız ve başparmağınızı avuçiçi merkezinden kenarlara doğru hafifçe bastırıp kaydırarak masajı yapınız.


* Baş ve Kulak Masajı
Bu alanlara uygulanacak masaj rahatlatıcı, ağrıyı azaltıcı ve uykuya yardımcı özelliklere sahiptir. Orta şiddette bir basınç ile parmak uçları tüm kafatasını kapsayacak şekilde gezdirilir. Kulaklar, üst kısmından kulak memesine kadar baş ve işaret parmakları ile hafifçe sıkılarak masaj tamamlanır.


* Ayak Masajı
Losyonu ayağa tüm elinizi kullanarak hafif okşamalar ile yayınız. Başparmağınız ile ayaktabanı boyunca orta şiddette basınç uygulayarak masajı tamamlayınız.


* Sırt Masajı
Losyonu uzun fakat yavaş darbeler ile tüm elinizi kullanarak yayınız. Kasları tüm sırt bölgesi boyunca kontrollü bir basınç ile bastırınız. Tedavi durumunuza göre yüzükoyun veya tek tarafınız üzerine yatmayı tercih edebilirsiniz.


Kaynak: Cancer Council Helpline, September 2011, Massage and Cancer.

16 Şubat 2013 Cumartesi

Doğal nefes seansları

    Meme kanseri ameliyatı öncesi  nefes eğitmeni ve yaşam koçu olan sevgili görümcem Soley sayesinde hayatıma aldım doğal nefesi. Ameliyata kadar sabah ve öğleden sonra yaptığımız seanslarla kendimi enerjik sağlıklı ve iyi hissettim. Ameliyat sonrası kemo ve radyoterapi süreçlerine kadar devam ettim seanslara. Radyoterapi de bittikten sonra kendimi hep bu iyi hissetme halinde tutmak istedim ve kendim de nefes ve yaşam koçu olmak için eğitim almaya başladım.
    Bir saat kadar süren doğal bağlantılı nefes ve meditasyon sonunda kendimi hep kuş gibi hafiflemiş hissediyorum. Aldığım oksijen miktarının artışına bağlı olarak enerjim yükseliyor,tüm hücrelerimin yenilenme süreci hızlanıyor. Zihnim daha sessiz ve dingin, devamlı başımın içinde muhasebe yapan vıdıvıdı eden ses durdu. Daha farklı bakıyorum  tüm olaylara ve tamamen burada ve şimdide yaşıyorum.
    Ben depresyon ilacı kullanmak  yerine nefes almayı tercih ettim.Doğal,bağlantılı ve rahat nefesler.Nefesle toksin atarken negatif düşüncelerin de yok olup gittiğini deneyimledim.
   Üzüntü,kaygı, ölüm korkusu gibi hisler enerjiyi yok edip mutsuz ve bezgin bir hale girmeye neden oluyor. Bu hislerinizi farkettiğinizde değiştirebilirsiniz. Benim gibi doğal nefesle ,ilaçla ya da size iyi gelen başka bir yöntemle....Farkına varın ve değiştirin....
                             


                                                                                                Sevgiyle kalın...........

15 Şubat 2013 Cuma

Çocuklara Nasıl Söylemeliyim?



Çocuklara Nasıl Söylemeliyim ?

Kanser teşhisi konulduğunda önceliklerinizden biri çocuklarınıza söylemek olmalıdır. Bazı kişiler kanser olduklarını çocuklarından saklamak isterler fakat çocuklar ne olduğunu bilmeseler de birşeylerin yolunda gitmediğini mutlaka hissederler ve eğer bilgilendirilmezlerse en kötü senaryoyu düşünebilirler. Başkalarından öğrenmeleri ise onları kızgın ve karışık bir duruma sokar.
Bazı ebeveynler kötü haberleri vermeyerek çocuklarını koruduklarını düşünebilirler ama gerçek ise; çocuklarınızın sizin açık ve dürüst yaklaşımınıza ihtiyacı olduğudur. Lütfen önceden planlayarak, çocuklarınızla anlayabilecekleri şekilde; yaşı küçük olanlara basit açıklamalarla, büyük olanlara ise daha detaylandırak; konuşunuz. Çocuklarınızla iletişim kurmak onlara kendilerini ifade etme ve size sorma şansı verecektir.Lütfen çocuklarınızı cesaretlendiriniz ve sorularına dürüstçe cevap veriniz. Böylelikle yanlış anlaşılmaların önüne geçerek çocuklarınıza kendilerini hastalığınızdan sorumlu hissetmemeleri konusunda da yardımcı olursunuz.
Çocuklarınıza yakın tüm kişiler (büyükbaba, büyükanne, okul öğretmenleri, arkadaşlar) ile çocuklarınızla konuşma planınızı paylaşınız ve konuşmalarınızda bir farklılık oluşmamasına özen gösteriniz. Eğer siz yapamıyorsanız güvendiğiniz bir dostunuzdan çocuklarınızın kanser hakkında bilgilendirilmesini de sağlayabilirsiniz. Alttaki resimde bulunan döngü yaklaşımınızda ayrıca yardımcı olacaktır.
Kaynak: Cancer Council NSW, How do I tell to children? Mayıs 2009

13 Şubat 2013 Çarşamba

Meme Kanseri ve Depresyon



Meme Kanseri ve Depresyon

Meme kanseri teşhisi, tedavisi ve sonrasında yaşam, sadece vücudunuzu değil düşünce tarzınızı da etkiler. Meme kanseri sonrasında kadınlarda sıklıkla oluşan depresyon ise çoğu zaman geçiştirilir ve tedavi edilmeden bırakılır.

Depresyon kelimesi genellikle “üzüntü” ve “ düşük ruh hali” olarak tanımlansa da aslında ciddi bir hastalıktır. Meme kanseri teşhisinden sonra stres, keder, öfke gibi birçok duygu bir arada yaşanabilir, bu normaldir, fakat bazı kadınlarda bu duygular daha yoğun bir biçimde çok uzun sürelerde devam eder ve daha önceden keyif aldıkları aktivitelerden uzak durmalarına ve nedensiz bir isteksizlik yaşamalarına sebep olur.

Araştırmalar(*) meme kanseri teşhisinden sonraki 1 yıl içerisinde kadınların %50 sinde depresyon veya yoğun kaygı oluştuğunu göstermiştir. İkinci, üçüncü ve dördüncü yıllarda bu durumda bir düşüş gözlense de kadınların %15 kadarının beşinci yılın sonunda bile birçok faktöre bağlanabilecek bu depresyon durumunda yaşadığı görülmektedir.

Depresyonda Olduğunuzu Nasıl Anlayabilirsiniz?

Eğer ‘iki hafta’ dan daha uzun bir süre;

*  Kendinizi üzüntülü, bitkin ve zavallı hissediyorsanız,
* Herzaman yaptığınız aktivitelerden keyif almıyor ve istek duymuyorsanız,
depresyonda olma ihtimaliniz vardır.

Bu durumda; lütfen aşağıdaki soruları da cevaplayınız;

* İştahınızda artma, azalma ve buna bağlı kilo alımı, kaybı oluştumu?
* Uykusuzluk çekiyormusunuz?
* Yerinizde duramıyor ve kendinizi fazlasıyla meşgul hissediyormusunuz?
* Çok yorgun ve enerjisiz hissediyormusunuz?
* Kendinizi değersiz ve suçlu olarak görüyormusunuz?
* Kararsızlık, konsantrasyon kaybı ve düşünme zorluğu yaşıyormusunuz?
* Devamlı ölümü düşündüğünüz oluyormu?

Bu 7 sorudan 5 veya fazlasına verdiğiniz “Evet” cevabı ciddi bir depresyon sorunu yaşayabileceğinizi göstermekte(**) ve vakit geçirmeden doktorunuz ile konuşmanız gerekmektedir.

Depresyona Yardımcı Olabilecek Çözümler

Konuşmaya çalışmak ve duygusal yardımlar meme kanseri stresi ile başa çıkabilmek için yararlıdır fakat zorlu durumlarda profesyonel yardım almak gereklidir. Unutmamanız gereken nokta depresyonun tedavi edilebilir olduğu ve ne kadar çabuk yardım alınırsa o kadar çabuk iyileşilebileceğidir.

Özellikle yumuşak ve orta dereceli depresyonlarda “konuşma terapisi” de denilen psikolojik terapinin etkili olduğu gözlemlenmiştir. Psikolojik tedavi, kişilerin negatif düşünce ve duygularını değiştirerek onları farklı bir şekilde düşünmeye ve hareket etmeye yönlendirmektedir.

Depresyon seviyesi orta derecenin üzerinde ise terapinin etkisi anti-depresan ilaçlar ile takviye edilebilir. Burada, anti-depresan ilaçlar hakkında yanlış bilinen bazı noktaları da açıklamamız gerekmektedir;

* Anti-depresan ilaçlar size kendinizi daha iyi hissettirip, insanlarla ilişkilerinizi kolaylaştırdığı halde inanışın aksine kişiliğinizi değiştirmezler,
* Depresyon semptomlarını azaltmak için bir anti-depresan ilaç kullanmak kişiliğinizin zayıfladığı anlamına gelmez ve sizi zavallı göstermez,
* İnanışın aksine anti-depresan ilaçlar bağışıklık yapmazlar. İlacı bıraktığınız andan itibaren eskisi gibi hissetmeye devam edersiniz.

Anti-depresan ilaçlar ve Tamoksifen

Anti-depresan ilaçlara başlamak, bırakmak ve dozaj değişimi meme kanseri tedavisi ve sonrasında doktor tavsiyesi ile olmalıdır çünkü bu ilaçların bazı türleri meme kanseri tedavisi ile etkileşim gösterebilirler. Örneğin; Paroxetine (Aromax), Tamoksifen’ in etkisini azalttığından dolayı meme kanseri tedavisi sürecinde kullanılmamalıdır fakat normal şartlarda anti-depresanlar aromataz inhibitörlerin etkilerini azaltmamaktadırlar.

Kendi Kendinize Yardım Etmek ...

* Aileniz ve arkadaşlarınızdan destek, yardım ve cesaret almaya çalışınız,
* Size kendinizi daha iyi hissettiren kişiler ile vakit geçirmeye çalışınız,
* İnsanların size tavsiye vermek yerine sizi dinlemelerinin daha iyi olacağını anlamalarını sağlayınız,
* Rahatlayınız ve yapmaktan hoşlandığınız şeylere vakit ayırınız,
* Naturel depresan sayılan “alkol” den uzak durunuz,
* Hastalığınız hakkında mümkün olduğunca fazla bilgi toplayarak iyileşme sürecini en doğru şekilde geçiriniz,
* Herzaman “pozitif” düşünce yapısında kalmaya çalışınız,
* Fiziksel ve ruhsal sağlığınızın rutin kontrolleri için doktora gitmeyi unutmayınız,
* Destek gruplarına katılmaya çalışınız.
  
Kaynak: Depression and Breast Cancer, Breast Cancer Network Australia & Beyondblue: The National Depression Initiative, Aralık 2010.
(*) Burgess C. Cornelius V. Love S. Graham J. Richards M. Ramirez A. Depression and anxiety in women with breast cancer: five year observational cohort study. BMJ.330(7493):702, 2005
(**) American Psychiatric Association. Diagnostic and statistical manual of mental disorders, 4th. Edition, Washington D.C; AP, 1994.& International classification of diseases and related health problems, 10th rev. Geneva, WHO (World Health Organization); 1992-1994

12 Şubat 2013 Salı

Duygu Termometresi



Duyguları Konuşmadan Paylaşmak

Kanser tedavisi süresince ve sonrasında fiziksel sağlık ve duygularınız düzensiz bir şekilde dalgalanabilir. Bazen siz çevrenize nasıl hissettiğinizi söylemekte zorlanırsınız, bazen de onlar size sormakta.

Eğer kendinizi konuşarak ifade etmekte zorlanırsanız, deneyebilecekleriniz şunlar olabilir;
* Günlük tutmak, e-mail yada bloglarda yazmak. Unutmayın bazı kişiler iki günlük tutarlar; biri özel, biri paylaşılabilir,
* Resim, çizim, elişleri yapmak yada müzik,
* Ve çevrenizdekilere nasıl hissetiğinizi gösterecek bir “DUYGU TERMOMETRESİ” yapmak.

Duygu termometresi yapmak için hissedebileceğiniz duyguları düşünüp, yazıp, bu duygular arasında hareket edebilecek bir ok yerleştirin. Bu termometreyi o günkü hislerinize göre (Bana Sarılmanızı İstiyorum – Biraz Yalnız Kalmak İstiyorum – Biraz Ağrım Var, Lütfen Yavaş Sarılın – Yorgun Hissediyorum, Yardım Edermisiniz? – Çok İyi Hissediyorum, Eğlenceli Birşey Yapalımmı? gibi ) ayarlayıp çevrenizdekilerin görebileceği bir yere, örneğin buzdolabı kapağına yada masanın üzerine bırakmanız paylaşımınızı kuvvetlendirecektir.

 
Kaynak: Emotions and Cancer, The Cancer Council NSW 2010


 

Merhaba :)

Merhaba,

Ben blog için katkıda bulunmaktan onur duyuyorum ve öncelikle Sn. hocamız Prof. Dr. Bahadır M. Güllüoğlu' na yönlendirmeleri ve desteği için çok teşekkür etmek istiyorum.

Üç sene öncesinde ilk adımlarını atmaya başladığımız ve son altı aydır aktif olarak hayata geçirilen "Pembeye ve Hayata" adlı bir destek projesinin koordinatörüyüm ve amacımız meme kanseri tedavisi sonrası kanser galibi hanımların fiziksel vücut kompozisyonlarına, vücut kütle endekslerine, yağ oranlarına ve kardiyovasküler sistemlerine pozitif bir etki sağlayan ve kanserin nüksetme riskinde de azalma sağlayabilen kurallı ve gözetimli bir egzersiz-fiziksel aktivite destek programını ücretsiz olarak sağlamak ve mümkün olduğunca da, değerli hocalarımızın da yardımları ile, çok sayıda "survivor" hanıma ulaştırabilmek.

Blog için yazacağım yazıların konularını öncelikle yaptığım çevirilerden seçerek, fiziksel aktivite, masaj, psikolojik destek ve doğru beslenme üzerine yoğunlaştırmaya çalışacağım.
Umarım sizler için yararlı olabilirim.

Teşekkürler ve Saygılar,
Cengiz Unutmaz
 

 



 

4 Şubat 2013 Pazartesi

Sigara

 
    Tam 22 yıl kullandım. Günde 1 paket.Kanser olduğumu öğrendiğimde bile sigara içme isteği yok olmadı.. Ameliyat olduğum güne kadar da içmeye devam ettim. Ameliyattan önceki gece sigarayı bıraktım.

    Bırakabiliyormuşum.....

   Kanser oksijensiz ortamlarda gelişebiliyor. Sigara da bu oksijensiz ortamın hazırlanmasında baş aktör olarak rol alıyor. Sigaranın zararları malum. Bırakmak için pek çok kampanyalar  ve yeni yöntemler var.

   Sigaranın hayatınızdan çıkmasına izin verin.
   Sağlıklı olmak ve sağlıklı yaşamak için kendinize izin verin

   Nefes alın
   Doğal ve sağlıklı nefes alın
   Bırakın ; nefes , yaşam enerjisi içinizden aksın....

                                                                            Sevgiyle kalın..........